Doğu Anadolu'da yaşayan bir el sanatçısı, evinin yanında kurduğu küçük atölyesinde inşaat atıklarından tarihi yapıların minyatürlerini yaratıyor. 50'li yaşlarında olan bu yetenekli sanatçı, yıllarca taş işçiliği yapmış ve mesleğinde ustalaşmıştır. Daha önce birçok tarihi yapının restorasyon ve inşasında çalışmış, belediye atölyesinde de uzun yıllar görev almıştır. Emekli olduktan sonra ise bu yeteneğini değerlendirmeye karar vermiştir.
Yaratıcılık ve Sabır İşi
Sanatçı, Bayburt taşını andıran atık taşları kullanarak bölgenin simge yapılarını, camiler, kaleler, saat kuleleri ve türbeleri minyatür olarak yeniden oluşturuyor. Çivi, bıçak, çekiç ve törpü gibi basit aletlerle çalışarak taşlara şekil veriyor. Yalnızca bölgenin değil, yoğun talep nedeniyle çevre illerdeki tarihi yapıların minyatürlerini de üretiyor. Yılların tecrübesiyle her geçen gün daha da hızlanıyor, eskiden üç günde yaptığı saat kulesini artık günde birkaç tane yapabiliyor. Ancak devasa cami minyatürleri hala en az bir hafta zamanını alıyor.
Detaylı İşçilik ve Huzur
Taş oymacılığının incelikli ve sabır isteyen bir iş olduğunu belirten sanatçı, gençlerin bu tür el sanatlarıyla uğraşmasının önemine dikkat çekiyor. Bayburt taşının yumuşak yapısının işlemeyi kolaylaştırdığını belirtirken, kendini işine tamamen verdiğini ve çalışırken zamanın nasıl geçtiğini anlamadığını söylüyor. Bir yapıyı tamamladığında duyduğu mutluluğu anlatırken, işine olan tutkusunun bu başarıda büyük rol oynadığını vurguluyor.
Hedef: Tüm Türkiye'nin Tarihi Mirası
Sanatçının hedefi, tüm illerin simge yapılarının minyatürlerini bu özel taşlardan yaparak sergilemek. Bu büyük projeyi hayata geçirmek için çalışmaya devam ediyor. Minyatürleri, resmi dairelerde ve iş yerlerinde sergileniyor ve ziyaretçilere hediye ediliyor. Yoğun talep nedeniyle bazen siparişleri yetiştirmekte zorlansa da, bu el sanatını gelecek nesillere aktarmayı ve ülkenin tarihi mirasını bu özel şekilde yaşatmayı umuyor.